Gönüllü kök hücre ve doku bilgi bankası nedir? Ne iş yapar?
• Kök hücre nakli ihtiyacı olan bir hastanın önce kardeşleri ve akrabaları doku grubu uyumu açısından araştırılır. Eğer hastanın doku grubu uygun kardeş veya akraba vericisi yok ise, o zaman kemik iliği doku bilgi bankalarında uygun başka bir verici olup olmadığı araştırılır. Buralarda kök hücreler değil, verici bilgileri saklanmaktadır.
• Kök hücre nakli gereken hastaların en kısa sürede ve en yüksek nitelikte tedavi olma şansı, gönüllü verici havuzunun artırılması ile mümkündür. Bu şekilde nakil için bekleyen hasta sayısı ve ölümler azaltılabilir.
• Burada amaç akraba olmayan vericilere ait HLA tiplendirmelerinin sonuçlarının kök hücre nakli ihtiyacı olan hastaların takip edildiği merkezlere bilgi sağlamak ve ilgili hekimlerin bu bilgiye kolayca erişilebilir hale getirmektir.
Kök hücre nakli hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
• Başlıca akut myeloblastik lösemi (AML), akut lenfoblastik lösemi (ALL), non-Hodgkin lenfoma (NHL), Hodgkin lenfoma, multiple myeloma, myelodisplastik sendrom (MDS), kronik myelositik lösemi (KML), kronik lenfositik lösemi (KLL) tedavisinde kullanılmaktadır.
• Ayrıca, aplastik anemi, paroksismal noktural hemoglobinüri (PNH), primer amiloidoz, hemoglobinopatiler (talasemi, orak hücreli anemi), immün yetmezlik durumları ve kalıtsal metabolik hastalıklarda diğer sık kullanım alanını oluşturmaktadır.
Kök hücre kaynakları nelerdir?
• Günümüzde etkinliği kanıtlanmış ve klinik kullanımda olan 3 kök hücre kaynağı vardır.
• Bunlar; 1) Kemik iliği, 2) Periferik kan ve 3) Göbek kordon kanıdır.
• Güncel olarak periferik kök hücre daha sık kullanılmaktadır.
Allojenik kök hücre nakli nedir?
• Doku grubu (HLA) tam uyumlu vericiden hastaya kök hücre naklidir. Verici hastanın bir kardeşi, akrabası veya akrabası olmayan bir kişi olabilir.
Kimler kök hücre vericisi olabilir?
• Bulaşıcı ciddi bir hastalığı olmayan 18-55 yaş arası sağlıklı herkes verici olabilir. Hamile bayanlar kök hücre vericisi olamaz.
Kök hücre bağışı öncesi hangi testler yapılmaktadır?
• Adaylar önce genel sağlık kontrolünden geçirilir. Genel sağlık durumu uygun olanlara HLA denilen doku grubu tayini ve bir takım kan testleri yapılır.
Kök hücre vericisi olmanın insan sağlığına zararı var mıdır?
• Kök hücre vericisi olmanın insan sağlığı üzerine olumsuz önemli riski bulunmamaktadır.
Vericinin kişisel bilgileri sıkı korunuyor mu?
• Evet. Verici kişisel bilgileri korunması yasal zorunluluktur. Bağışçının kimliği, sağlık durumu ve test sonuçları tamamen gizli tutulmaktadır.
Kök hücre toplama işlemleri nerede yapılır?
• Ameliyathane veya aferez merkezlerinde toplanmaktadır.
Gönüllü bir bağışcıdan kök hücreler nasıl toplanıyor?
• Vericinin kemik iliğinden, anestezi altında, özel iğnelerle toplanabilir.
• Dolaşan periferik kanda bulunan kök hücreler ise aferez cihazı dediğimiz özel bir aygıt ile damardan toplanabilir. Burada, kişi sadece bir süre, kan verir gibi, kolundan bir serum seti takılarak, istirahat pozisyonunda uzanır. Acı veya sıkıntı vermez, kolay bir işlemdir. İşlemden önce vericilere bir süre cilt altından dolaşan kandaki kök hücre sayısını arttırmak amacı ile bir aşı yapılır. Ameliyathane koşulları gerekmez.
Kök hücre aferezi nedir?
• Vücutta dolaşan kandan kök hücrelerin alınıp, geri kalan kısmının vericiye geri verilme işlemidir. Yani verici kanından kök hücrelerin alınması işlemidir.
İşlem kaç saat sürer? İşlem sonrası istirahat gerekir mi?
• Aferez ünitesinde aferez cihazı adı verilen makineler ile tam otomatik yöntemle yapılır. Yaklaşık 3–4 saat sürer. İşlem sonrası verici birkaç saat gözlemlenir. Ondan sonra istirahat gerekmez.
Aferez ile kök hücre toplama işlemine ne kadar devam edilir?
• Yaklaşık 1–2 gün sürer.
Aferez ile kök hücre toplama işlemleri nasıl yapılıyor?
• Narkoz, ameliyat gerektirmeden hasta veya verici televizyon veya film seyrederken veya yakını ile sohbet ederken yapılmaktadır.
Aferez ile kök hücre toplama işleminin hasta veya vericiye zararı var mıdır?
• Önemli sayılabilecek ciddi yan etki riski çok düşüktür.
Dünyada ve ülkemizde kök hücre nakilleri hangi aşamadadır?
• Dünyada yılda 60.000 civarı kök hücre nakilleri yapılmaktadır. Bunların 25.000'den fazlası allojenik nakillerdir ve bunlarında yaklaşık %45-60'ı akraba dışı vericilerden yapılan nakilllerdir.
• Ülkemizde ise son 10 yıl içerisinde merkez sayısı ve nakil sayısı hızla artış göstermektedir. 2015 yılı sonu itabari ile 80 civarı nakil merkezi mevcuttur.
Akrabadan ve akraba dışı vericilerden yapılan nakillerin başarı durumu nedir?
• Akraba ve akraba dışı vericilerden yapılan nakillerin sonuçları benzerdir.
Doku grubu uyumlu kardeş ve akraba verici bulma olasılığı nedir?
• Toplumdaki çekirdek aile genişliğine göre hastaların yaklaşık % 25-30 ’u HLA tam uyumlu kardeş vericiye sahiptir. Geri kalan hastalar ise akraba dışı vericiye muhtaçdır.
Kök hücre vericisi olmak dinen sakıncalı mıdır?
• Hayır. Türkiye Dinayet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının basın açıklamasında "Yetişkinin kendi bünyesinden alınan kök hücrelerle yapılan çalışmaların bir sakıncası olmadığı" ifade edilmektedir.
En uygun verici kim? Bunun için diğer kriterler neler?
• Verici olmadan önce adaylar sağlık kontrolünden geçirilir. Genel sağlık durumu uygun ise HLA dediğimiz doku grubu tayini yapılır. Birden fazla doku grubu uygun verici bulunur ise vericinin diğer özelliklerine bakıyoruz. Yaşı daha küçük olan, ABO kan grubu uyumlu olan, erkek, sitomegalovirus (CMV) infeksiyonu geçirmemiş (negatif) vericileri tercih ediyoruz. Ancak önceliğimiz HLA doku grubu uyumluluğudur.
Doku grubu uyumu ne demektir?
• Teknolojik olarak çok gelişmiş moleküler yöntemlerle DNA düzeyinde HLA tiplemesi yapılmalıdır. Doku grubu tam uyumlu denildiğinde HLA-A, B, Cw, DR ve DQ tiplerinin tam uyumlu olması kast edilmektedir.
• Doku grubu uyumluluğu önemlidir. Çünkü uyumsuzluk varlığında nakil edilen dokunun reddedilme riski ve graft versus host hastalığı denilen verilen hücrelerin alıcıdaki belirli hedef organlara saldırarak harap etmesi gibi istenmeyen durumların gelişme riski artmaktadır. Bunlar nakil başarısını kısıtlayan önemli faktörlerdir.
Doku grubu tam uyumlu kardeş verici yoksa bundan sonraki süreç nasil işler?
• Tercih edilen HLA doku grubu uyumlu kardeş veya akrabadan nakil yapmaktır. Aksi durumda alternatif vericilerden nakil yapılması gündeme gelmelidir. Bu amaçla önce HLA uyumlu akraba dışı kemik iliği verici taraması yapılır. Akraba dışı verici yoksa akraba dışı kordon kanı araştırılır. Bu kaynakların hepsi tüketildiğinde alternatif kök hücre kaynağı olarak aile içi HLA uyumsuz veya haploidentik kök hücre nakilleri yapılabilir. Günümüzde bilimsel süreç bu şekilde olmalıdır.
Uyumsuz nakillerin önemi nedir?
• Uygun ilik bulunamadığı durumlarda ve/veya uygun donör için araştırmanın yapıldığı yaklaşık 2-4 aylık süre içerisinde olabilecek olumsuz gelişmelerin önlenebilmesi amacı ile nisbeten daha kolay elde edilebilecek kök hücre kaynağı araştırılmalıdır. Bu nedenle tekrarlama riski yüksek olan, özellikle akut lösemili hastalarda alternatif verici arayışına gidilmelidir. Bu durumda haploidentik veya doku grubu uyumsuz dediğimiz nakiller önemli bir seçenek olarak karşımızda durmaktadır. Yüksek riskli hastalar için haplotip özdeş aile içi bireyler donör olarak kabul edilmektedir. Bu durumda aile içi bireylerin ileri düzey moleküler yöntemlerle HLA doku tiplemesi yapılarak HLA özdeşliğinin araştırılması ve KIR ligand uyumsuzluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Haploidentik nakil nedir?
• HLA tipini, her biri bir ebeveynden kalıtımla gelen iki haplotip ve aynı kromozom tarafından kodlanan HLA alel topluluğu oluşturmaktadır. Sadece bir haplotip uyumu gösteren, kısmi HLA uyumsuz verici kaynağına haploidentik verici, bu vericilerden yapılan nakillere de haploidentik kök hücre nakli adı verilmektedir.
• Haploidentik nakil; kısmi uyumlu anne, baba, kardeş, çocuk ve kuzenlerden yapılan nakil anlamına geliyor. Bu yöntemde doku grubunun en az yüzde 50 uyumlu olması şartı aranıyor. Hemen hemen her hastanın böyle bir potansiyel vericisi vardır. Hastanın yapılan bu kısmi uyumlu nakil ile de sağlığına kavuşması mümkündür.
Haploidentik nakil niçin önemli?
• Doku grubu uyumlu donör sözüyle doku gruplarının tam uyumunu kastediyoruz. Haploidentik nakil ise doku grupları çok uymasa da nakil yapabilme şansımız olan donör anlamına geliyor. Böylece hastaların %90'dan fazlasına verici bulunabilmektedir. Bu bağlamda önemli bir kaynaktır.
Haploidentik nakil sonuçlari nasil?
• Günümüzde haploidentik nakil sonuçları akraba dışı nakillerdeki kadar iyi. 1980’li yıllarda kısmi HLA uyumsuz nakiller denenmiş ve 1990'lı yıllara kadar haploidentik kök hücre nakillerinin başarısı sınırlı kalmıştır. Ancak, son 10 yıla sağlanan teknolojik yenilikler ve tıptaki pek çok gelişme ile günümüzde haploidentik kök hücre nakli sonuçları, akraba olmayan vericiden yapılan nakillere yakın veya eşdeğer özellikler göstermektedir. Hastalığın evresi ve lösemi tipine bağlı olarak %50'leri aşan başarı oranları bildirilmektedir.
Kimlere haploidentik nakil yapilmalıdır? Kimler fayda görür? Her hastaya yapilmali midir?
• Doku grubu tam uyumlu donörü olmayan hastalar için iyi bir alternatiftir. Yüksek riskli ve acil durumlarda daha çabuk temin edilebilen bu donörlerden yararlanmak gerekmektedir. Bu nakiller yüksek riskli, nitelikli işlemlerdir. Bu konuda deneyimli merkezlerde klinik araştırma ve geliştirme kapsamında yapılmalıdır. Bu kapsamda yapılır ise başarı oranlarının Kabul edilebilir olduğunu söyleyebiliriz.
Bu nakil ile ilgili hiç problem yok mu? Şimdiye kadar neden yayginlaşmadi?
• Bu nakiller yüksek riskli nakillerdir. Nakil sonrası istenmeyen durumlarla karşılaşma riski bu grupta daha yüksektir. En önemli dezavantajları doku reddi, graft versus host hastalığı ve enfeksiyon riskinin daha fazla olmasıdır. Ancak son yıllarda tıptaki büyük gelişmeler ile nakil öncesi ve nakil sonrası kök hücreleri belli işlemlerden geçirerek bu riskleri azaltıyoruz. İnfeksiyonlardan korunma için de çok sıkı önleyici tedbirler alıyoruz.
• Kök hücre nakli sonrası her şey bitmiyor. En az nakil süreci kadar nakil sonrası da önemlidir. Nakil sonrası ciddi problemler görülebilir. Bu bağlamda çok yakın takip ve gerektiğinde acil müdahale çok önemlidir. Nakil ile her şeyin düzeleceği inancı da umut tacirliği olur ve bu inanış yanlıştır. Bu bağlamda nakil ekibi- hastane- hasta- hasta yakını dörtgeninde ki herkes hep beraber uzun bir yolculuğa çıkıldığının farkında olmalıdır.
Haploidentik nakil konusunda geleceği nasıl görüyorsunuz?
• Haploidentik kök hücre nakli yüksek riskli akut lösemilerde zaman kaybetmeden düşünülmesi gereken bir tedavi seçeneğidir. Hastaya doku grubu tam uyumlu donör bulunamaması halinde, kısmi uyumlu donörden yapılacak nakil ile herkese nakil şansı sunulmuş olacaktır. Bu şekilde kimse donörsüz kalmayacak ve yurtdışından kemik iliği bankalarından donör temin edememe riski azalmış olacaktır.
Kök Hücre bir gün çözüm olacak mı?
• Evet. Bir çok hastalık kök hücre ile tedavi edilecek. Kök hücre gelecek, kök hücre bir umuttur. Kök hücre bir çok hastalık için çözüm olabilecektir.
Kanserin çaresi kök hücre mi?
• Olabilir. Gelecek immünoloji, kök hücre ve genetik üzerine olacaktır. Hastalıktan ziyade hasta bazlı tedaviler gündemde olacaktır.
Kök hücre nakli ile hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün müdür?
• Evet. Kanser tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bir taraftan kanser tedavi edilirken diğer taraftan kanseri önleyici girişimler de hayata geçirilmelidir. Güncel tedavi yöntemleri ile kan kanserlerinde uzun süreli yaşam %50'lere, lenf bezi kanserlerinde %90'lara ve kemik iliği kanserlerinde %60'lara kadar çıkmıştır. Yaşam boyu da tekrarlamayabilir.
Kök hücre nakli konusunda Türkiye hangi durumda?
• Gelişmişlik düzeyi ile orantıladığımızda Türkiye Dünyada bir Numara. Sayısal olarak baktığımızda Avrupa 4. Sıradadır. Ülke nüfüs sayısı ile orantıladığımızda gelişmiş ülkelerin %80’inlik dilimindeyiz.
Kök hücre nakli ile tedavideki açmazlar nelerdir?
• Bilim adamı olarak kanıta dayalı uygulamalar öncelikli amaç edinilmelidir. Kanıtın yokluğunda bireysel tedavi tercihleri gündeme gelmelidir. Ancak bu uygulamalar da rasyonel olmalıdır.
• Tedavide amaç ya yaşam süresini uzatmak ya da yaşam kalitesini artırmaktır. Ancak amaç her ne olursa olsun evrensel prensip önce zarar vermemedir.
Neden az sayıda kemik iliği nakli ile uğraşan uzman var?
• İnsan hayatı ile uğraşmak işimizin zor yanı. Özellikle kan kanserleri, kemik iliği kanserleri, lenf bezi kanserleri, kemik iliği nakli ve kök hücre ile uğraşıyorsanız direk hastanın yaşamı veya hastanın yaşam süresine etki ediyorsunuz demektir. Bu çok önemli ve ciddi bir sorumluluktur. Verdiğiniz kararın sonuçları uç noktalardadır. Bu bağlamda nakil uzmanı olmak belli bir süre sonra bir yaşam tarzı haline geliyor.
Nakil uzmanları kanseri neye benzetiyor?
• Tedbirini alarak mayınlı tarlada yürümeye benzetiyorum. Çünkü kanser literatür takip etmiyor, kitap okumuyor. Bu nedenle çok farklı seyir ve davranış gösterebiliyor. Burada da hekimlik sanatı ön plana çıkıyor diye düşünüyorum. Hekimleri de sanatçı gibi görüyorum.
Kök hücre naklinde psikolojik destek gerekli mi?
• Psikolojik destek ilaç veya ışın tedavisi kadar önemli. Bu durumda hasta daha umutlu yaşamakta. Kanser tanısı sırasında ölüm duygusunu yaşayan insanlar bu şekilde dünyaya ve tedaviye daha sıkı bağlanıyor. Dünyayla psikolojik bağlarını güçlendirip o zamana kadarki çatışmalarını aşıp ilgilerini canlı tutabiliyorlar. Böylece Dünyadan kopmamaları sağlanıyor. Bu süreçlerin hepsi bağışıklık sistemini güçlendirmekte, tedaviye uyumu artırmakta, tedavinin başarısını artırmakta ve sonuçta kanseri yenmede önemli olmaktadır.
Kök hücre nakli ile mucize diyeceğiniz iyileşme örnekleri var mı?
• Mucize değil ama çok tipik olmayan davranış şekilleri görülebiliyor. Buda kanseri ilginç ve farklı kılan bir durum. Biz kanserle uğraşan hekimlerin elinde ilahi bir güç yok sadece hekimlik sanatını iyi uygulayıp gerisini seyrediyoruz. Yani elimizde sihirli bir değnek yok. Sadece bazı şeylere vesile oluyoruz.
Kök hücre nakli hastaları işten elini eteğini çekmeli mi?
• Hayır. Hastalarıma kanser tedavisi sürdüğü sürece kendilerini kısa süreli olarak izole etmelerini öneriyorum. Ancak tedavinin etkisi geçtikten sonra tam gün çalışmalarını ve normal yaşamlarına dönmelerini salık veriyorum. Bu şekilde tedavi sürecini daha olumlu seyrettiğini söyleyebilirim.
Dünyada ve ülkemizde kök hücre nakilleri hangi aşamadadır?
• Dünyada yılda 60.000 civarı kök hücre nakilleri yapılmaktadır. Bunların 25.000'den fazlası allojenik nakillerdir ve bunlarında yaklaşık %45-60'ı akraba dışı vericilerden yapılan nakilllerdir.
• Türkiye’de en az yurt dışındaki kadar başarılı nakiller yapılmaktadır. Son 10 yıl içerisinde merkez sayısı 7 kat nakil sayısı ise 15 kat artış göstermiştir.
Türkiye kök hücre nakillerinde başarılı mı?
• Bakanlığın teşvik edici uygulamaları ile Türkiye’de son 10 yıl içinde nakil sorunu hızla arzulanan düzeylerde çözülmektedir. Gerek nakil sayısı gerek ise yatak sayısı bakımından çok büyük mesafe alınmıştır. Artık Yurt dışından ciddi sayıda hasta nakil olmak için Türkiyeye gelmektedir. Hatta yurt dışında kemik iliği nakli merkezleri kurulması ve nakillerin yapılması için eğitimler verilmektedir.
Kordon kanı sınırsız kaynak mı?
• Bildiğiniz gibi kordon kanı sınırsız kaynaktır. Verici kaybı sorununun olmaması (yaşlanma, adres değişimi, vazgeçme, tıbbi komplikasyonlar), hızlı temin edilebilme, kolay ve emniyetli toplama, verici için risk veya ağrı oluşturmaması, verici reddi riskinin düşük olması ve doku tipi uygunsuzluğunun daha az sorun yaratması (4/6 HLA uyumu için ırk ve etnik önem ve bulunabilirlik) gibi ciddi avantajları var. Uzun yıllar saklanmış kordon kanı ile başarılı kök hücre nakilleri bildirilmiştir. Kordon kanının allojenik amaçlı olarak allojenik kordon kanı bankalarında saklanması bilimsel açıdan desteklenmektedir. Kordon kanı Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlı bir merkezde saklanabilir. Ancak salık verilen ücretsiz olarak allojenik amaçlı saklanmasıdır. Böylelikle ihtiyacı olan herkes için hazır bir kaynak edinilmiş olunur.
Kimler gönüllü kan vericisi olabilir?
• Yaş: 18 ile 65 yaş arası
• Sağlık durumu: iyi,
• Vucut Ağırlığı: 50 kg'ın üzeri,
• Vücut ısısı: 37,5 oC'nin altı,
• Kan Basıncı: 180/100 mm Hg'nın altı,
• Nabız: düzenli ve dakikada 50 ile 100 arası,
• Hemoglobin düzeyi: yeterli (erkeklerde 13,5 g/dL ve kadınlarda 12,5 g/dL'nin üzerinde) olması,
• Bulaşıcı ciddi bir hastalığın olmaması gerekmektedir.
Kimler kan bağışçısı olamaz?
• Öncelikle kendisi onay vermeyen kişi kan bağışçısı olamaz. Bağış işlemlerine eşlik eden riskler anlatılır, verici bilgilendirilir ve onayı alınır. Kişide kan nakli ile bulaşabilen bir enfeksiyon tespit edilirse verici olamaz. Cinsel yaşamı bulaşıcı hastalıklar yönünden yüksek risk oluşturan kişiler gönüllü verici olamazlar.
Daha önce kan vermeye gitmiş, ancak yapılan testler sonucu kan bağışı için uygun olmadığınız söylenmiş olabilir. Bu hiçbir zaman kan veremeyeceğiniz anlamına mı geliyor? Yoksa belli bir süre beklemeniz mi gerekiyor?
• Bu sizde tespit edilen duruma göre değişir. Bazı durumlarda ömür boyu kan vermemeniz gerekirken bazı durumlarda belli bir zaman geçmesi gerekmektedir.
İlaç alanlar gönüllü kan bağışçısı olabilir mi?
• İlaçların kendisi genel olarak bağış için engel oluşturmaz. Teratojenik etkisi kanıtlanmış ilaçları kullanan bağışçılar, ilacın farmakokinetik özelliklerine uygun süre boyunca reddedilmelidir. Kullandığınız ilacı doktorunuza bildirmeniz yeterlidir, uygunluk durumu doktor tarafından değerlendirilecektir.
Aşı gönüllü kan bağışçısı olabilmek için engel midir?
• BCG, sarı humma, kızamıkçık, kızamık, poliomyelit, kabakulak, canlı zayıflatılmış tifo aşısı, canlı zayıflatılmış kolera aşısı olanlar 4 hafta süre ile (geçici olarak) bağışçı olamazlar.
Haploidentik nakil lösemi hastalarına yeni bir umut mu?
• Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bugüne kadar çok az sayıda hastaya yapılmıştır. Klinik deneme tedavisi kapsamında bir protokol çerçevesinde hastalığı tekrarlayan veya tedaviye cevap vermeyen, doku grubu uyumlu kardeş veya akraba dışı vericisi ve göbek kordon kanı olmayan hastalarımıza aile içi uyumsuz vericiden nakil yapıyoruz. Bu tedavinin ön sonuçlarının umut vaat ettiğini söyleyebilirim. Bu bağlamda yeni umut olarak görüyorum.
Haploidentik nakil: Doku grubu yüzde en az 50 uyumlu olan nakil?
• Kemik iliği naklinde uyumlu bir vericiden kasıt, HLA doku gruplarının tam uyumlu olmasıdır. Uyumsuz nakilde ise doku grupları çok uymasa da şifa şansı bulunmaktadır. Ayrıca böyle bir nakilde hastaların yüzde 90'ınından fazlasına verici bulunabilmesi de bir diğer avantajı gibi gözükmektedir.
Haploidentik nakil: Verici bulmak daha kolay mı?
• Tıptaki adıyla ''Haploidentik nakil'', doku grubu en az yüzde 50 uyumlu anne, baba, kardeş, çocuk ve kuzenlerden yapılan nakildir. Hemen hemen her hastanın böyle bir potansiyel vericisi vardır. Uyumsuz nakiller hastalığı tekrarlayan veya tedaviye yanıt vermeyen hastalarımız için bir umut olabilir.
Kan nedir? ne iş yapar?
• Kan vücutta dolaşan bir sıvıdır. Dokulara oksijen ve nütrisyenel desteği taşır ve dokulardan atık ürünleri alır. Kan çeşitli komponentlerden oluşur. Dolaşımdaki kan “Tam Kan” olarak adlandırılır. Tam Kan; eritrosit ve plazmadan oluşur. Diğer spesifik ürünler bunlardan elde edilir.
Kan elemanları nedir?
• Eritrosit, Lökosit, Trombosit ve Plazma
Ne kadar kana sahibiz?
• Ortalama, bir erişkin dolaşımında yaklaşık 5 litre kana sahiptir. Total kan volümü vücut kitlesi ile hesaplanır. Vucut kitlesi ne kadar büyük ise kan hacmi de o kadar fazladır.
Eritrosit (Alyuvarlar) nedir?
• Kandaki hücrelerin çoğunluğu eritrositlerdir. Eritrositler hemoglobin içerir. Hemoglobin kana kırmızı rengi veren bir proteindir. Eritrositler vücutta dolaşır, dokulara oksijen taşır ve akciğerden karbondioksit atılmasını sağlar. Eritrositlerin temel rolü oksijen transportu ile organların hasar görmesini engellemektir.
Hemoglobin nedir?
• Eritrositlerde bulunan Hb molekülünün primer görevi; akciğerlerden dokulara oksijen taşımak ve dokulardaki karbondioksiti akciğerlere taşımaktır. Hb’nin bu görevi organ ve dokuların fonksiyonlarını yapabilmeleri için hayati öneme sahiptir.
Trombosit (Kan pulcuğu) nedir?
• Trombositler vücutta bulunan renksiz, düzensiz şekilde cisimciklerdir. Trombositlerin primer rolü yaralanan damar duvarında kan pıhtısı oluşturarak kanamayı önlemektir. Trombositler kan pıhtılaşması ve yara iyileşmesinde görev alırlar.
Lokosit (Akyuvarlar) nedir?
• Lökositler vücutta dolaşırlar ve bakteri ve virüslere karşı korurlar. Farklı tipleri vardır: Granülosit, makrofaj ve lenfositler gibi. Bunların hepsinin farklı görevleri vardır.
Plazma nedir?
• Plazma bir protein-tuz solüsyonudur. Diğer kan komponentleri için taşıma medyumu görevi yapar. Plazma %90’ını sudan oluşan berrak renkli bir sıvıdır. Plazma pıhtılaşmaya, enfeksiyonla savaşa, kan basıncının idamesine ve vücut bağışıklığına yardım eder. Mineraller içerir (örnek; sodyum ve potasyum).
Kan grupları nelerdir?
• A, B, AB, O ve Rh (-), Rh(+). Bunların dışındada çok sayıda kan grubu da vardır.
Kan nasıl verilir?
• Vericinin sağlıklı olup olmadığı değerlendirilir ve vücut ısısı (ateş) ve kan Hb düzeyi ölçülür. Hemşire intravenöz bir iğne aracılığıyla bir plastik torbaya kanı toplar. Bu işlem yaklaşık 10-12 dakika sürer. Kan bağışı için kullanılan tüm aletler tek kullanımlıktır. Sadece bir verici için kullanılır ve ondan sonra atılırlar.
Aferez yöntemi ile kan vermek nasıl bir şey? Nedir?
• Aferez seçici olarak istenen kan kısmı toplamak için makinaların kullanılması işlemidir. Spesifik kan komponenti seçilir ve otomatik olarak makine tarafından ayırım yapılır. Gerekli olmayan kan komponenti vericiye geri verilir. Aferez yönteminin avantajı nispeten büyük miktarlarda kan komponentini selektif olarak toplamasıdır.
Kimler kan verebilir ?
Yaş: 18 – 60 yaş
Vucut ağırlığı: En az 50 kg
Hemoglobin/Htk: ≥12.5 gr/dL ve ≥ 38%
Sıklığı: Eritrositler için 56 gün (8 hafta)
Sağlık durumu: Sağlıklı görünümde ve kendini iyi
hissediyor.
Tarama: Bir çok sorudan oluşan verici değerlendirmesini geçmeli.
Eğer donor: Donor beklemek zorunda
• Diş muayenesi olmuşsa: Viziteden 3 gün sonra
• Nezle, grip veya boğaz ağrısı: tam iyileşecek
• Kulak deldirme/ vücut dövme : 6 ay sonra
Verici kan vermeden önce hangi testler yapılmaktadır?
• Anti-HIV 1/2, HBsAg, Anti-HBc, anti-HCV, Sifilis antikorları, Kan grubu ve Rh tayini
Akrabadan kan bağışını neden istenmeyen bir durum?
• Kan ürünleri ülkemizde çoğu zaman daha güvenli diye yakın akrabalardan temin edilmek istenir. Tam aksine bu durumun bazı önemli sakıncaları var. “Yakın akrabalardan yapılan kan nakillerinde ölümcül bir komplikasyon olan transfüzyon ilişkili graft versus host hastalığı daha sık görülmektedir. Bu nedenle yakın akrabalardan kan almak yerine yakın akrabaların Türk Kızılayı ve Bölge kan merkezlerine düzenli kan bağışında bulunmalarını tavsiye ediyoruz. Böylece Kızılay aracılığıyla sadece kendi hastalarına değil ihtiyacı olan her hastaya kan ürünleri sağlıklı ulaştırılmış olacaktır”.
Akraba kanı öldürücü “graft versus host hastalığı”na yol açabilir!
• Transfüzyon ilişkili Graft Versus Host Hastalığı kan naklinin nadir görülen, fakat ortaya çıktığında %90 oranında ölümle sonuçlanabilen bir komplikasyonudur. Özellikle yakın akrabalardan alınıp yakın akrabaya verilen tam kan, eritrosit veya trombosit ürünleri bu duruma neden olabilir. Klinik tablo transfüzyondan 1-4 hafta sonra başlar ve ateş, cilt döküntüleri, karaciğer testlerinde bozukluk, sarılık ve kanlı ishal ile kendini gösterir.
Akrabadan alınan kan ürünleri ışınlanmalı mı?
• Transfüzyonla ilişkili graft versus host hastalığını önlemek için yakın akrabalardan kan alınmaması veya alınan kan ürünleri mutlaka ışınlanmalı. Ülkemizde her sağlık merkezinde kan ışınlama aletinin olmadığı da göz önüne alındığında yakın akrabalardan zorunlu olmadıkça kan nakli yapılmaması daha sağlıklıdır. Vatandaşları sorumlu bir birey olarak Türk Kızılayına kan bağışında bulunmaya davet ediyorum.
Kan bağışında bulunmanın insan sağlığına zararı var mıdır?
• Kan vermenin verici için önemli bir risk oluşturmadığını tam tersine sağlıklı yaşam için de gerekli olduğunun altını çizmek isterim.